Eskişehir’de kendini hissettiren sıcak havalar ve yağışların az olması çiftçilerin normalden 2 ay önce tarlalarını sulamaya başlamalarına neden olurken yeraltı suyu 150 metreye kadar çekildi.
Ülke genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de mevsim normallerinin üzerinde olan hava sıcaklıkları ve yağışların bir hayli az olması çiftçilerin normalden 2 ay önce tarlalarını sulamalarına neden oldu. Mart ortasında yeraltı sularıyla tarlalarını sulanmaya başlaya çiftçiler, yaz ayında su sıkıntısının derinleşmesinden yana endişe duyuyor. Yerden 150 metre derinliğe kadar çekilen yeraltı suları kuraklığın en net göstergesi olarak görülürken, durumun böyle seyretmesi halinde çiftçiler verimin düşeceğini öngörüyor.
“35-40 fıskiye çevrilirken şu an da 15 fıskiye civarlarında”
Normal şartlardan 2 ay önce tarlasını sulamaya başladığını belirten Yeşil Sakarya Üreticiler Başkanı Süleyman Buluşan, “Şu anda 2024 yılı sebze üretim sezonunun Eskişehir’de başlaması, ekimlerin başlaması nedeniyle tabii ki Mart ayı itibariyle yağışların yetersizliği, iklim değişiklikleri nedeni ile üretecimizin su konusunda çok büyük sorun yaşayacağı ve bu konuda da zaten genel olarak suyun yetersiz olduğu evdeki akan musluklarda dahi bunu yaşayacağız gibi görünüyor. İnşallah bir yağış gelir. Yağmur, kar yavaşları artık tabii ki mevsim itibariyle geçmekte ama yağmuru olarak çok büyük beklentimiz var. Çünkü yer altı suları şu anda çok çok aşağıda yeterli seviye edilir. Geçen yıl bu zamanlarda 35-40 fıskiye çevrilirken şu an da 15 fıskiye civarlarında” dedi.
“Suyun seviyesi yüzeydeki 25 metreyle 150 metre kadar gidiyor”
Yağışların olamaması durumunda ürünlerinde çok ciddi verim kaybı olacağını söyleyen Yeşil Sakarya Üreticiler Başkanı Süleyman Buluşan şöyle konuştu:
“Şu anda Nisan başlarından bizim fide ekimlerinde, mesela roka maydanoz, dereotu gibi ürünlerdeki ekinlerimizin toprakla buluşması Mart ayıdır. Nisan ayında da sulama gereği duyulur çünkü fide can suyu ister. Nisan 1 itibariyle kesinlikle suyun bol olması ki şu andaki suyumuz çok çok yetersiz. Bu Nisan ayında kadar bir yağışlar kuvvetli bir yavaşlar olmazsa, afatsız bir yağış olmasa su sıkıntımız olacak. Bizim bu bölgemiz Devlet Su İşleri’nin Sulama Birliği kanalından beslenmektedir. Yani bugün şehir merkezine bugün baktığımız vakti alp bölgemiz, ilçemize kadar varan bölgemizde bu kanalla beslemektir, yer altı kaynaklarımız genelde o açıdan buralarda çok çok aşırı derin kuyuları yoktur. Ama şu anki suyun seviyesi yüzeydeki 25 metreyle 100 metreye kadar, 150 metre kadar gidiyor değişik olarak. Şu anki mevcudiyete bakarsak geçen yıla göre yar yarıya. Yani 25 metre olan yerde şu anda su yetişmesi biraz çok zor. Sulama Birliğimiz kanalizasyonları, kanalları temizlemeyi çok güzel yapıyorlar. Bu konuda kendilerine teşekkür ediyoruz. Çünkü suyun zayiatı çok, hele hele su açıldığı vakitler yüzde 50’lere varan bir su israfımız var. Bu nedenle kanalın temizlenmesi çok güzel oldu ve bizim beklentimiz şu. Yani bugün hunharca suyu salmaları değil, mesela 1 Nisan itibariyle, tabii ki onların belirli bir tarihleri var, kendilerine göre çalıştıkları bir tarihler var. Ama biz bu tarihe her zaman olduğu gibi hava şartlarına bağlı yapmamız lazım. Yani 15 Nisan deyip de 15 Nisan’da açıp mesela 15 Nisan’da bir kuvvetli bir yağmur geliyorsa suyu açmamıza anlamı yok. Ama şu var, kanalda 1 metre küp mü ya da 2 metre küp belirli bir suyun devamlı olması lazım ve bu nedenle bizim Devlet Su İşleri’yle, Sulama Birliği’yle bu konuda her yılda olduğu gibi zaten görüşmelerimiz devam ediyor. Onlarla istişareli çalışılıyor. Ama tabii ki bu tarlada yaşayan üretici bizim üreticimizin şartlarına göre bizim uyum sağlamamız gerekiyor. O nedenle suyun tarihi biraz erken olmalı. Dua her zaman için şart ki kaldı ki şu anda evde çeşmedeki suyu kullananlarımızla dahi yağmur duasına çıkmamız lazım iş bu durumda. Ve bunun yanı başında evet dua, her şey dua ama israfı da önlememiz lazım. Çünkü ne olursa olsun bir damlası hepimiz için çok önemli. Bir de kaldı ki her zaman olduğu gibi bütün ürünlerde devletimiz tarafından destekleme yapıldığı gibi sebze üretiminde de destekleme yapılmalı. Çünkü artık işçilik olsun. Yani biz şu anda işçi bulamaz hale geldik çünkü iş yapacak eleman yok bunun yanı başında ürünlerim mesela zirai girdileri çok çok yüksek arttı. Tohum olsun, ilaç olsun, gübre olsun. Bu nedenle üreticimizin, sebze üreticisinin ürün bazında desteklenmesi lazım.”