Kabine toplantısı sona erdi. Kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle;
“AFRİKA KITASI İLE İLİŞKİLERİMİZİ YOĞUNLAŞTIRDIK”
Son toplantımızdan bu yana ziyaretlere ve kabullere ağırlık verdi. Tanzanya Cumhurbaşkanı’nın ziyareti 14 yıl sonra devlet başkanı düzeyinde yapılan ilk ziyaretti. Türk firmaları Tanzanya’da bugüne kadar 14 proje yüklendi. Tanzanya’yı baştan başa saracak demir yolu projesinin büyük bir kısmı Türk şirketi tarafından yapılıyor. Ticaret hacmimizi 1 milyar dolar seviyesine çıkarmayı planladık. Bizden önce ihmal edilen Afrika kıtası ile ilişkilerimizi 2005’ten itibaren yoğunlaştırdık. Diplomatik temsilcilik sayımızı 12’den 44’e çıkardık. Ticaret hacmimiz 5,4 milyar dolardan, 2023 yılında 37 milyar dolara ulaştı. Müteahhitlik firmalarımız kıta genelinde 87 milyar dolarlık proje üstlendi. Eğitim ve kültür alanında da kıta ile işbirliğimizi güçlendiriyoruz. Bu tablo emperyalist güçleri rahatsız ediyor. Uluslararası basında Türkiye karşıtı yayınların arkasında yatan sebep de budur. Kim ne derse desin, kıta ile ilişkilerimizin kısa sürede bu kadar hızlı ilerlemesinde Türkiye mezunlarının çok büyük rolü vardır. Resmi kanalların tıkandığı yerde gönül elçilerimiz devreye giriyor, düğümü çözüyor. Dünyanın 198 farklı ülkesinden 340 bin öğrenci Türkiye’de yükseköğrenim görüyor. Uluslararası öğrenci hareketliliğinde aldığımızın payın artması korkulacak değil iyi yönetilirse gurur duyulacak durumdur. Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada, Avustralya gibi ülkeler tabiri caizse bu işin kaymağını yiyordu. Uluslararası öğrencilerin yüzde 70’e yakını halen bu ülkelerde eğitim alıyor. Türkiye ekonomisi için bu rakam yıllık 3 milyar dolardır. Türkiye’ye yabancı öğrenci gelmesin demek, devletimizin nüfuz alanı büyümesin, ülkemiz kabuğunu kırmasın demektir. Kanun, nizam ve genel ahlaka aykırı davranan varsa devletin ilgili kurumları gereğini yapar ve yapacaktır. Bazı 5. kol elemanları tarafından medya ve sosyal medyada körüklenen lümpen ırkçılığın asla iyi olmadığı açıktır.
“YURTSEVERLİK, ÜLKEMİZE SIĞINAN MAZLUMLARA ZULMETMEK DEĞİLDİR”
Muhalefet çevrelerinin de bazı söylem ve eylemleriyle radikal faşizme meyletmesi Türkiye adına üzücü verici durumdur. Son dönemde ortaya çıkan Arapça alerjisinin gerisinde de aynı hastalıklı zihniyet vardır. Bunların derdi ne Türkiye’dir ne Türkçe’dir. Bunlar içindeki marazı birilerine yönelterek egolarını tatmin etmeye çalışan zavallılardır. Yurtseverlik, ülkemize sığınan mazlumlara zulmetmek değildir. Vatanına sahip çıkmak, ayrımcılık yapmak, yabancı turistleri, öğrencileri, sığınmacıları nefret objesi haline getirmek demek değildir. Yıllık 54.3 milyarlık gelirle turizmi baltalayan bu faşist çapulculara asla müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. Nefret suçlarıyla mücadele noktasında daha kararlı, cezai açıdan daha caydırıcı adımlar atacağız.
“IRAK, PKK’YI YASAKLI ÖRGÜT İLAN ETTİ”
13 yıllık aradan sonra geniş bir heyetle gerçekleştirdiğimiz Irak ziyaretimiz sonuç ve içerdiği mesajlar açısından tarihi öneme sahipti. Irak Cumhurbaşkanı ve başbakanı ile güvenlik, enerji, su başta olmak üzere konuları detaylıca ele aldık. 27 anlaşma ile ziyaretimizi taçlandırdık. Bölgemizin geleceğini belirleyecek Kalkınma Yolu Projesi’nde 4’lü mutabakatla kritik bir eşik de aşılmış oldu. Ticaret hacmimizi daha üst seviyelere taşımak istiyoruz. Irak hükümetinin PKK’yı yasaklı örgüt ilan etmesi mühim bir adımdır. PKK’nın terör örgütü olarak ilan edilmesini beklediğimizi de ifade ettik. Hiçbir devlet böyle bir tehdidi görmezden gelemez. Bölücü örgüte neşteri önümüzdeki süreçte vuracağız. Ne gerekiyorsa onu yapmaktan çekinmeyeceğiz.
“AB’NİN TÜRKİYE’Yİ DIŞLAMAKTAN VAZGEÇMESİ GEREKİYOR”
Almanya Cumhurbaşkanı’nın resmi ziyareti Avrupa Birliği, ekonomik ilişkiler, savunma ve sanayi kısıtlamaları ve artan yabancı düşmanlığı konularını tekrar gözden geçirmemiz için bir fırsat teşkil etti. Türkiye-Almanya Dostluk Anlaşmasının 100. yılında tekabül etmesi açısından da anlamlıydı. İki müttefike de yakışmayan savunma sanayi kısıtlamalarını söyledik. PKK/FETÖ başta olmak üzere insanlarımıza ve temsilciliklerimize saldıran terör örgütleriyle mücadelenin önemini vurguladık. Türkiye, hakkaniyete riayet edildiği sürece AB ve birlik üyesi ülkelerle ilişkileri geliştirmeye isteklidir. AB’nin stratejik körlükten kurtulması ve Türkiye’yi dışlamaktan vazgeçmesi gerekiyor. AB’nin doğusu ve batısındaki güçlerin rekabeti sebebiyle sıkıştığı mengeneden tek çıkış yolu Türkiye’dir. AB’li liderler bu gerçeği ne kadar erken görür ve kabul ederse onlar için o kadar iyi olacaktır.
HAMAS’IN ATEŞKES KARARI
“ERDOĞAN: AYNI ADAMI İSRAİL DE ATMALI”
Hamas’ın ateşkesi kabul ettiğini açıklamasından memnuniyet duyduk. Şimdi aynı adım İsrail tarafından da atılmalıdır. Tüm batılı aktörleri İsrail yönetimine baskı yapmaya çağırıyorum. Biz dostlarımızı artırma gayesi içerisindeyiz. Bölgemizdeki hiçbir ülkeyle çözülemeyecek sorunumuz yok. Diyalog ve müzakerenin açamayacağı kapı olmadığı inancındayız.
Son dönemde yüreğimizi yakan birçok hadise yaşadık. Beşiktaş Gayrettepe’de 29 işçi kardeşimiz göz göre göre hayatını kaybetti. Antalya’da 1 insanımızın vefat ettiği 7 kişinin yaralandığı teleferik faciası meydana geldi. Küçükçekmece belediyenin açtığı çukura 5 yaşında bir evladımız düştü boğularak can verdi. İlgili bakanlıklarımız denetimlerini yoğunlaştıracak. Engellenebilecek insani dramları tekrar tekrar yaşamak istemiyoruz. Bu konuda hükümeti, belediyesi, vatandaşı ile hepimize sorumluluk düşüyor. İlgili bakanlıklarımız denetimlerini bundan sonra yoğunlaştıracak, milletin yüreğine ateş düşürenler hukuk önünde hesap verecek. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün Beşiktaş’taki gibi iş cinayetlerinin gündeme taşınması beklerdim. Birkaç vicdan sahibi kuruluş dışında bu konuları konuşan olmadı.